-“Küçük Kadınlar” dizisiyle birlikte hayatında neler değişti?
Özel hayatımda pek bir şey değişmedi. Ama dışarıdaki tepkiler, seyirci kitlesi ve sosyal hayatım değişti. Boynuma atlayıp öğen, imzalı fotoğraf isteyen, fotoğraf çektirmek isteyen, sadece diziyle ilgili bir soru sorup gidenler var. Genellikle güzel tepkiler alıyorum. İnsanlar bana gülümseyerek yaklaşıyorlar.
-Oyunculuk adına kendine neler kattın?
Kameraya iyice alıştım. Işık, kamera açılarını iyice ezberledim. Bakışlarım ve mimiklerim biraz daha değişti. Dublajda da ilk zamanlara göre daha iyi olduğumu söylüyorlar.
-Önceki röportajımızda çok uç rollerde oynamayacağını söylemiştin. Bu düşüncen hala geçerli mi?
Evet hala öyle düşünüyorum.
-Bir oyuncunun her rolü canlandırabilmesi gerekmez mi?
Tabii ki öyle ama ben tercih etmiyorum. Bu insanların nasıl düşündüğüyle ilgili değil. Ben istemiyorum; çünkü normal hayatta da o kadar açık biri değilim. Belki diğer oyuncular her şeyi yapabiliyorlar. Onlar için her şey normal ama ben öyle değilim.
-“Küçük Kadınlar” çok sevildi ve sen de bu diziyle birlikte çok sevildin. Bir sonraki projenin “Küçük Kadınlar” kadar tutmaması ihtimali seni korkutur mu?
Tutacak işlerde oynayacağımı düşündüğümden değil ama o konuda korkum yok. İçime sinen bir proje olmuşsa, ben beğenmişsem, 2 bölümü bile tutsa onda oynamak bana keyif verir. “Ya tutmazsa” diye düşünüp de geceleri uykusuzluk çekmiyorum.
-İnternet sitelerinde birçok sahte Burak Sağyaşar profili var. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
Bunun önüne geçilemiyor. İnternette kendileri olsalar, doğal olsalar, “Ben buyum” deyip başkalarının kimliği altında değil de daha açık sözlü ve biraz da delikanlı olsalar çok daha iyi olur. Sonuçta görecekler ki; o ben değilim. O zaman daha büyük bir yenilgiye uğrayacaklar. Kimsenin bana bu yüzden tavır alacağını sanmıyorum. Birisi benim adıma insanlara kötü sözler söylerse o zaman ne yapacağımı bilemem. Bunun yanında internette adıma sayfalar da alındı ve sağ olsunlar çok iyi yönde kullanıyorlar. Onlara da buradan teşekkür ediyorum.
-Bundan sonra gelecek dizi tekliflerini neye göre seçeceksin?
Ezilmiş büzülmüş bir karakteri kabul edeceğimi sanmıyorum. Kahraman tadında roller daha çok hoşuma gidiyor. İyi ya da kötü fark etmez. Ama bir eşcinseli ya da teröristi canlandırmam.
-Sinirli olduğun zamanlarda bunu çevrene yansıttığın ya da belli etmemeye çalıştığın oldu mu?
Evet. Bundan 1 ay kadar önce çarşıda sabahtan akşama kadar bir yerlere koşturmuş ve hoşuma gitmeyen birtakım olaylar yaşamıştım. Bunun üzerine bir an önce evime dönmeyi düşünürken, yanıma gelen kişilere ilk başta gülümseyemedim. Ama daha sonra hemen kendime geldim.
-Örneğin; bir hayranının sana ikram ettiği bir şeyi, sevmesen de yemek zorunda kaldın mı hiç?
Sevmiyorsam “Sağ olun, teşekkürler” deyip kenara koyarım. Ama hiçbir zaman insanları kırmam.
-Hiç tanımadığın insanlar tarafından sevilmek nasıl bir duygu?
Değişik bir duygu. Bazen kendi kendime diyorum ki; belki de aslında yan yana geçip birbirimizin yüzüne bakmayacağımız insanlarla konuşuyorum. Bir anımı anlatayım… Arkadaşlarımla ramazanın son günlerinde Sultanahmet’e gittik. Orada hiç beklemediğim insanlardan ilgi gördüm. “Genç kızların sevgilisi” deniyor ama erkekler de çok güzel karşıladılar. Hatırımı sorup yardımcı oldular.
-Bu sevginin bitmemesi için kendin gibi davranamadığın zamanlar oluyor mu?
Kimseyle tartışamıyorum. Genellikle önce dinleyip, sonra düşüncemi ekliyorum. Çok mutsuzken istemeye istemeye mutluymuş gibi davrandığım oluyor.
-Genç kızların yeni aşkı olma yolunda ilerliyorsun. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
Bilmiyorum. Ben böyle şeyleri konuşurken utanıyorum Tepkilerden de beni sevdikleri anlaşılıyor. Ama onu daha kendimde göremiyorum. En azından iyi bir karakterle başlamak güzel oldu.
-Bugün hep birlikte doğum gününü kutladık. Büyüyor olmak nasıl bir duygu?
Acayip bir duygu. İlk defa bu sürprizi bana Trendy ekibi yaptı. Çok teşekkür ediyorum. Daha önceki doğum günlerimde böyle bir şey yaşamadım. Sizinle bu ilki yaşadım. Çok güzel bir şey büyümek. Seneler geçtikçe yüzüm daha da oturacak. Örneğin; 30 yaşında Utku gibi roller değil büyük adam rolleri gelecek. İnsan her yaşta farklı şeyler oynuyor ve yavaş yavaş gelişiyor.
-İleride olmak istediğin yer neresi?
Hedefim iyi sinema filmlerinde rol almak. Şöyle bir arkama dönüp baktığımda iyi işler yaptığımı görmek istiyorum. Eğer projelerimi iyi bir şekilde hakkını vererek bitirmişsem, bu doğru yolda olduğumu gösterir.
-Önceki doğum günlerinde oyuncu olmayı dilediğin oldu mu hiç?
10 yaşından beri oyuncu olmak istiyordum ve “Bir gün gelecek ve başaracağım” diyordum. Şimdi bunun yavaş yavaş gerçekleşmesi çok güzel bir şey. Ama benimki de çok değişik bir hırs. 10 yıl boyunca bu hırsı takip edip bunu gerçekleştirmek için elimden geleni yaptım. Çok da zorlandım. Karşı çıkanlar olmasına rağmen bir şekilde tırmandım.
-Peki bugün pastanın mumlarını üflerken ne diledin?
Bir Hollywood filminde oynamayı diledim!
-Önceki yıllarda hiç unutamadığın bir doğum günü yaşadın mı?
Kötü bir şakayla başlayıp sonunu güzel bitirdiler. “Bir arkadaşın annesi babası ayrılmış. Annesi çok kötüymüş. Hastanedeymiş.” dediler. Oraya doğru koşarken kendimi başka bir yerde buldum. Sürprizi görünce ilk önce gülemedim ama güzeldi. Herkes oradaydı.
-Doğum gününde aldığın, hiç unutamadığın hediye ne oldu?
Benim arkadaş çevremden de, ailemden de aldığım çok farklı bir hediyem olmadı hiç. Örneğin; 18 yaşına kadar hep araba anahtarı bekledim. Onu da yapmadılar, kendim almak zorunda kaldım. Ailem de örneğin; 1 ay öncesinden odamdaki eşyaları yenilediyse, onu doğum günü hediyesine saymamı isterlerdi. Yani ekstra bir şey olmadı. Ama benim için en güzeli ailemle sabahtan akşama kadar dolaşıp, yemek yiyip, sonra da evde eski günlerden bahsetmek.
-Hayatında birisi var mı?
Yok. Biriyle karşılaştığımda biraz vakit geçirdikten sonra soğuyorum. Çünkü yaklaşanlar genellikle “Utku” diye yaklaştıkları için hoşuma gitmiyor. Bu yüzden biraz zaman lazım.
-Nasıl kızlardan hoşlanırsın?
Eskiden sarışın düşkünüydüm. Hatta seneler önce bir kızla sırf sarışın olduğu için birlikte olmuştum. Ama bu ilgim kalmadı. Tepeme çıkacak biriyle anlaşamam.
-Baskın olan taraf mı olmak istersin?
Baskın olmak değil ama iktidar savaşı yaşamak istemem. Her şey günlük güneşlik olsun. Kavga, gürültü çıkaracak potansiyeli olan insanlarla birlikte olmayı sevmiyorum.
-Aşk uğruna dayak yedin mi?
Dayak yemedim. Çünkü kimsenin sevgilisine yan gözle bakmadım. Kavgaya sebep olacak bir şey de yapmadım. Ama aldatıldığım kişiyle kavga etmiştim. Sevgilimin beni aldattığı kişiye : “Benimle birlikte olduğunu biliyor muydun?” diye sorduğumda “Hayır” cevabını beklerken “Evet” alınca kavga etmiştim.
-Aşkın için yaptığın en büyük fedakârlık nedir?
En büyük fedakârlık benim. Çünkü eğer çok seversem, kendimden kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çok fazla şey veriyorum. Bir kızın aklına gelebilecek her şeyi yapabilmek için her şeyden fedakarlık yapabiliyorum.
-Peki hiç böyle bir şey yaşadın mı?
Evet yaşadım. İşimden, ailemden ve arkadaşlarımdan fedakârlık gösterdim. En yakın arkadaşlarımla kavga ettiğim, ailemi karşıma aldığım oldu.
_________________